Daily Archives: Şubat 4, 2012

.::Suna Yıldızoğlu: “Kendi geleceğimle ilgili hayallerim vardı ama aynı zamanda ben gerçekçi bir insanım… Ve galiba hayallerin peşinden değil, gerçeklerin peşinden gittim…”::.

1) Çocukluk yıllarınızdan kısaca bahseder misiniz? Sanata ilginiz hangi yaşlarda başladı?

Suna Yıldızoğlu: Annem ve babam ben 7 yaşındayken ayrıldılar. Ben, annem ve iki kardeşim anneannemin evine geçtik. Etrafımızda orman ve tarla… En yakın ev 1 kilometre uzakta. Ağaçların tepelerinde geçti gençliğim. Ağaçların tepelerinden üç kilometre uzaklıktaki küçük havalimanını seyrederdim. Orada uçaklar inşa edilip, test uçuşları olurdu. Ben de hep o uçaklarda olmak istiyordum. 12 yaşında başka bir eve geçtik. 40 hanelik bir ortam. Dans, resim ve spora aşırı meraklıydım. Dayım Hong Konglu bir hanımla evlendikten sonra lisana merak sardım. Teyzemin de Tunuslu bir erkek arkadaşı vardı. Farklı kültürlere küçücük yaştan itibaren merak ediyordum. Nitekim Fransızca, İspanyolca ve Almanca okudum. Aynı zamanda tiyatro eğitimi görüyordum.

2) Sinema kariyeriniz nasıl başladı? Hatırlıyorsanız, ilk set gününüzü anlatır mısınız?

Suna Yıldızoğlu: Eşim sinema oyuncusuydu. Bir gün beni görmüşler ve acaba hanımınız da oynar mı diye sordular, hemen kabul etmedim. Evliliğimin üzerindeki etkisinden korktum. Ama maddi sıkıntılarımızda vardı. Ve böylece başladım. İlk günün ilk sahnemi hatırlıyorum. Müjdat Gezen’in oynadığı bir filmdi, Sırrı Gültekin çekiyordu. Ben ilk sahnede vuruluyorum… O sahneyi oynarken, Seden Kızıltunç beni görüp TRT’ye önerdi. Çok heyecanlıydım. Yüzümün de kıpkırmızı olduğunu hatırlıyorum…

3) Bir bayan oyuncu olarak ne tür zorluklarla karşılaştınız?

Suna Yıldızoğlu: Bayan olarak tabii ki zorluklar var… Erkeklerin ne amaçla yaklaştıklarını anlamak zordu. Bir de artı ben yabancıydım. Bu ortamı bilmezdim ama yine de iyi niyetim ve saflığım beni çoğu kez kurtardı galiba.

4) Çalışma disiplini açısından kendinizi nasıl değerlendiriyorsunuz? Rolü üzerine düşünen bir oyuncu muydunuz yoksa her şey sette başlayıp sette mi bitiyordu?

Suna Yıldızoğlu: Ben her yaptığım işin en iyisini olmasını isterim… Ama bazen olmuyor. Olmayınca çok üzülürdüm. Disiplinliyim ve saygı duyduklarımdan fikir almaktan yanayım. İşimi çok seviyordum… “Bir Yürek Satıldı” adlı televizyon filminde, 23 Aralık’ta rol icabı Kilyos’ta denize girmek mecburiyetindeydim. Bir intihar sahnesiydi ve yavaş yavaş dalgaların içine yürüdüm, sesim çıkmadı. Hiç kaprisli değilim. Ama sanırım biraz olsaydım daha iyi olurdu 🙂

5) İzleyicilerimiz sizi ağırlıklı olarak Cüneyt Arkın ile birlikte oynadığınız Yıkılmayan Adam, Zeki Alasya – Metin Akpınar ile birlikte oynadığınız Petrol Kralları, Kemal Sunal ile oynadığınız Gol Kralı ve Metin Belgin ile oynadığınız Sokaktaki Adam adlı filmlerden tanıyor. Bu filmlerle ilgili anılarınızı ve sizin için ne ifade ettiklerini anlatır mısınız?

Suna Yıldızoğlu: Yeşilçam filmlerinde oynarken hep keyif aldım. Bütün jönlerle çalıştım ama aynı zamanda arabesk dünyasını tanıdım ve çok önemli tiyatrocularla çalıştım. Sanırım dünyada hiç bir İngiliz kızın böyle bir hayatı olmamıştır. Bambaşka dünyalar, müthiş bir tecrübe… Sonra beklediğim rol geldi; “Sokaktaki Adam” (1995) filminde “Meryem”… Senaryoyu okur okumaz ödül alacağımı biliyordum. SİYAD’dan “En İyi Kadın Oyuncu Ödülü”nü aldım 1996’da. Mutluluğumu anlatamam. Atilla Dorsay ödülü verirken çok önce almam gerektiğini söyledi. Ben konuşamadım, boğazım düğümlenmişti…

6) “Keşke oynamasaydım” dediğiniz ve “keşke o filmde ben de oynasaydım” dediğiniz filmler var mı?

Suna Yıldızoğlu: O filmden sonra bana bir daha film teklifi gelmedi. Ben de sürekli televizyon dizilerinde oynuyordum o dönemde. Çok üzüldüm ve 1999’da hem şarkıcılık, hem de oyunculuğu bıraktım. Beni zorlayan şeyleri severim, beni geliştiren tecrübelere ihtiyacım vardı ve hala var. Sürekli çalışıyordum, para kazanıyordum ama ne oyunculukta, ne de şahsımı zorlayacak bir şey çıkmıyordu. Bu dünyada her şey para değil. Bundan dolayı “keşke’lerim’ çok. 5 lisan konuşan bir insanım. Başka dillerde oynamak isterdim mesela.

7) Sitemiz sinemamızın Üçüncü Adam’ları, emektarları üzerine bir site. Bizler çalışmalarımızda sıklıkla, onların hak ettikleri değeri göremediklerinden bahsediyoruz. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Suna Yıldızoğlu: Şunu söylesem yeter herhalde; Eski filmlerim sürekli oynuyor ama ben bundan 5 kuruş almıyorum. Ben sahnelerden para kazandım, şanslıydım. Ama set işçileri ve karakter oyuncularının aldığı paralar çok azdı. Her yerde haksızlık vardı ve halen sürüyor. Bu sadece sinema dünyasında değil, hayatın her alanında aynı şeyleri görüyoruz maalesef…

8 ) Türk Sineması’nın dününü ve bu gününü değerlendirir misiniz? Sizce sinemamız neredeydi, şimdi nerede?

Suna Yıldızoğlu: Yeşilçam’ın imkânları çok kısıtlıydı fakat hepimizde bir aşk vardı ve Yeşilçam’ı ayakta tutan o aşktı. Simdi daha profesyonel bir ortam var. Profesyonel ortamın maddi imkânlarının getirdiği daha kaliteli yapımlara şahit oluyoruz. Fakat senaryolar, Yeşilçam senaryolarından çok farklı değil. Beni şaşırtacak veya heyecanlandıracak çok az senaryo var. Özellikle dizilerdeki duygusal istismar beni rahatsız ediyor.

9) Suna Yıldızoğlu olarak, hayal ettiğiniz yerde misiniz? Sitemiz aracılığı ile bu mesleği yapmak isteyen okuyucularımıza söylemek istedikleriniz var mı?

Suna Yıldızoğlu: Kendi geleceğimle ilgili hayallerim vardı ama aynı zamanda ben gerçekçi bir insanım ve galiba hayallerin peşinden değil, gerçeklerin peşinden gittim. Birey olarak yapmak istediklerimi yapacağım ama film dünyasında “bir şeyi yapmak istemek” yetmez… Başkaları seni isteyecek. Ortalarda dolaşıp “Hey, ben de varım!” diyecek bir kadın değilim. Onun için bendeki yetenekleri kullanarak hayatımı temin ediyorum şu anda. Kitaplar çeviriyorum, şarkı söylüyorum ve bijuteri şirketim var. Kızım artık kendi ayakları üzerinde duruyor, o da oyuncu olmayı seçti ama 15 yaşında bir de oğlum var, onu okutuyorum.

Yeni oyunculara tavsiyem; Oyuncu olmak istiyorsan aşksız olmaz diyorum… Aç kaldığında aşkın seni doyurur fakat şöhret için yapmak istiyorsan, zaten oyuncu değilsin…

10) Şu an ne yapmaktasınız? Sinema filmi ya da dizi olarak yeni projeleriniz var mı?

Suna Yıldızoğlu: Bu soruya zaten cevap verdim galiba 🙂 Şu anda müzikle ilgileniyorum. Beste, söz yazıyorum hem İngilizce hem Türkçe… Bir İngiliz müzisyenle beraber çalışıyoruz.

Bir sonraki konuğumuz: Civan Canova