Tag Archives: yeşilçamın kavgacıları

.::Cüneyt Arkın’ın Kopan Elinin Ameliyat Sonrası Çekilen Fotoğrafı::.

Yıllar önce benim gibi Cüneyt Arkın tutkunu/arşivcisi bir kardeşimden TGRT’de yayınlanan çok nadir bir Cüneyt Arkın belgeseli edinmiştim. Belgeselin yönetmeni de Arkın’ın bizzat kendisiydi. Geçen günlerde fragmanları bulduğum DVD’lerden çıkan bu belgeseli bir daha izledim ve şok oldum! Cüneyt Arkın geçirdiği o korkunç kazayı anlattıktan sonra (elinin koptuğu kaza) bu görüntü çıktı ortaya. Durdurup hemen kaydettim ve sizlerle paylaşmak istedim. Bu, eğer temsili bir görüntü değilse -ki bence değil- Cüneyt Arkın’ın elinin ameliyat sonrası çekilen tek fotoğrafı… Kazanın boyutunu ve korkunçluğunu dikiş yerlerinden görmek mümkün. Çok önemli ve ciddi bir belge olduğundan logo koymak zorundayım, anlayışınıza sığınıyorum. Sevgi ve selamlarımla.

.::Hasan Yıldız Anlatıyor: Yeşilçam’da Süpermenler Otobüse Biner!::.

Hasan Yıldız ağabeyimle her fırsatta bir araya gelir sohbet ederiz. Hafızası en güçlü ve anlatımı en keyifli karakter aktörlerinden biridir o. Başına gelen en talihsiz olayı dahi öyle keyifli anlatır ki, birlikte güldükten sonra bir an kalır, “Nasıl olabilir böyle bir şey?” diye düşünmeye başlarsınız. Onunla daha önce yaptığım oldukça detaylı bir röportaj, sitemizin RÖPORTAJ KÖŞESİ kısmında mevcut.

Aşağıda okuyacaklarınız, hiç sözleşmeden, tesadüf eseri Hasan ağabeyle karşılaşıp bir çay içerken anlattıklarıdır. Ben çok gülmüş, hevesle ses kayıt cihazına kaydetmiştim. İşlerimin yoğunluğundan böyle bir kayıt aldığımı bile unutmuşum. Az önce ses kayıt cihazımdaki röportjları kontrol ederken rastladım ve hemen hevesle deşifresini gerçekleştirdim.

İşte yine Üçüncü Adam farkı ile Yeşilçam’ın dipsiz kuyularından bir ses…

Bu kez oldukça komik bir ses!

______________________________________________________

Hasan Yıldız Anlatıyor:

“Şimdi “Çılgın Kız ve 3 Süper Adam” diye bir film çekiyoruz. Süpermenler biliyorsun filmde uçan adamlar. Kemerburgaz’da bir sahne var, çalışıyoruz. O filmin yönetmeni –Allah rahmet eylesin- Cavit Yürüklü.

Bir sahne var; biz 3-5 kişi kavgacılar varız, Süpermenlerden biri de üzerimize uçacak. Cavit Yürüklü da dedi ki; “Süpermenler, şu Kemerburgaz’ın tepesine çıkın. Oradan uçacaksınız, aşağıda brandalar gerili olacak. Sonra da 5 kavgacının üzerine atlayacaksınız ve kavganı başlayacak.” İçlerinden biri “Ben hemen çıkar atlarım!” dedi. Süpermenlerden biri çıktı kemerlerden birinin tepesine. Aşağıda brandayı tuttular. Mesafe yüksek, herkes girdi brandanın altına. Elli-altmış kişi var, kalabalık. Herkes sıkıca tuttu. Bu çıktı yukarıya, oradan tarif ediyor “Brandayı şuraya çekin, buraya çekin…” diye. Tam ayarladık, “Tamam!” dedi el işareti ile. “İyi!” dedi yönetmen. Sonra da megafonla bağırdı: “Kaybol, atla!”. Yani kadrajdan çık, sonra bir anda kadrajda belirip atla. Çok yüksek ama kemer, herkes tedirgin bekliyor. Süpermen kayboldu arkaya doğru. Yönetmen yine megafonla bağırdı: “Motor!” dedi, kamera çalışmaya başladı. Bize döndü, “Sıkı tutun!” dedi. Herkes brandayı iyice gerdi. Hüseyin Sayar’dı oyuncu arkadaşın adı.

“Hüseyin gel!” diye bağırdı yönetmen tekrar. Hüseyin yok! Bir daha bağırdı, yine gelen giden yok. Herkes bağırıyor “Gel, atla!” diye, gelen yok. “Duymuyor mu acaba?” diye herkes birbirine soruyor. “Neyse bozmayın, birazdan gelir!” diyorlar ama kamera çalışıyor, boşa film akıyor. Film akınca da yönetmenin canı gidiyor. Elimizdeki negatif belli, ucu ucuna yetecek zaten. Biraz daha bekledik, adam gelmedi. Yönetmen “Stop!” dedi. “Ama brandayı bozmayın, belki çıkar atlar!” dedi. İnanmayacaksın, bir 10 dakika brandanın altında bekledik. Yine kimse gelmedi. Yönetmen de kameramana diyor ki, “Tetikte ol, çıkıp atladığı an bas kayda!”

Baktık gelen yok, yönetmen arkaya birilerini yolladı bakmaları için. Acaba çok geriledi de arkaya mı düştü diye herkes telaşlanmaya başladı. Arkaya baktılar kimse yok. Yukarı çıktılar, orada da kimse yok. Biz de hala brandayı tutuyoruz belki atlar diye. Yukarıdan bağırdılar, orada da kimse yok. Biz indirdik brandayı, sağa sola yayıldık adamı arıyoruz. 15-20 dakika aradık, bulamadık kimseyi. Ormanlık bir alan vardı oraya baktık, orada da bulamadık. Yönetmen dedi: “Bu korktu atlamaya, utandı da gelmeye kaçtı gitti…” E nereye kaçar gider üzerinde Süpermen elbisesi ile?

Bindik minibüse, az bir işimiz daha vardı. Başka bir mekanda çekim yaptık, akşama kadar çalıştık, bitirdik. Bir geldik artistler kahvesine, bizim Hüseyin, Süpermen elbisesi ile oturmuş kağıt oynuyor. “Ne oldu yahu?” dedik, “Atlayamadım, gözüm kesmedi… Utandım da aşağı inmeye. Kaçtım gittim.” dedi. “E nasıl geldin buraya kadar?” dedik, “Biraz saklandım…” dedi. Orada kömür taşıyan kömür arabaları vardı. Onlardan birinin şoförüne rica edip, üzerinde Süpermen kostümü, kamyonla Sarıyer’e gidiyor. Oradan da belediye otobüsüne biniyor, Beyoğlu’na geliyor.

Biz şaşkın şaşkın ona bakakaldık, o bize “Elbiselerimi getirdiniz mi?” diyor.

İşte bizim Süpermen’imizin başından geçen olay!”

*Afiş ve lobi görseli http://www.sinematurk.com sitesinden alınmıştır.

.::Değerli Sinema Emekçisi Günay Güner Hayatını Kaybetti::.

Sinemamıza yıllarca karakter oyuncusu olarak emek vermiş, çok kıymetli sanatçımız Günay Güner‘i kaybettik.

Vefat haberi, Güner’in facebook hesabı’ndan şu cümlelerle duyuruldu:

“Canımız babamız günay Güner hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi Çarşamba günü öğlen namazında Antalya’da kaldırılacaktır.”

Değerli sanatçımızı, yakın dostu, sinema sanatçısı Ekrem Gökkaya‘da şöyle anlatmış kişisel hesabında;

“Dostlar, Yeşilçamlılar, yoldaşlar…

Yeşilçam bir kozasını daha toprağa düşürdü. Sadece rol aldığı zamanlarda değil, beni sık sık çalıştığı firmalara çağıran değerli arkadaşım Günay Güner’i kaybetmişiz.

Son görüştüğümde, düzene ve patronlara hakkını helal etmediğini söylemişti telefonda….

Ne diyelim… Rahmetler dileyelim…

Güle güle git Günay Güner… Aziz emekçi kardeşim!

Sıranı savdın, hepsi o kadar. Oradakilere selam…

Buluşacağız elbet!”

Ruhu şad, mekanı cennet olsun…