Bu anketin sizi, Yeşilçam filmlerini “sadece sevmekten” ve “izlerken nostaljik duygular hissetmekten” bir adım daha ileri götürmesini temenni etmekteyim.
Sizce, o tutkuyla sevdiğimiz ya da izlerken çok keyif aldığımız filmler bizleri ne kadar anlatıyordu? Bizlerin gerçek yaşantısına dair bir şeyler söylüyor muydu?
Yoksa izlediklerimiz koca bir masal mıydı?
Oy kullandıktan sonra yorum olarak da görüşlerinizi belirtirseniz çok sevinirim. Böylelikle sinemamıza dair çok özel verilere kavuşmuş olacağız.
Oy kullanmanız ve paylaşmanız dileğiyle.
Anketimiz çoktan seçmelidir. En fazla 2 oy kullanabilirsiniz.
Bu yılın başlarında değerli sanatçımız Atilla Ergün’ün kızı Yeliz Ergün ile babası üzerine kısa ama oldukça doyurucu bir söyleşi gerçekleştirmiştim. Festivaller, işler derken ancak vakit bulabildim ve düzenledim. Şimdi sizlerle.
Keyifli okumalar dilerim.
Yeliz Hanım’a da içtenliği ve vakit ayırdığı için çok teşekkür ederim.
Çocukluk yıllarınızdan kısaca bahseder misiniz? Babanız Atilla Ergün ile ilişkiniz nasıldı?
Babamla ilişkilerim çok iyiydi. Çok sevgi dolu bir babaydı. Bir de ruhumuz çok uyuyordu. Yani aynı evlada geçmiş durumdaydı. O yüzden iyi bir ilişki yürüttük, tabii daha muhafazakar bir babaydı. Diğer arkadaşlarımın babalarına göre. Herhalde o çalışma ortamlarından gördüklerinden kaynaklanıyordu.
Babanızın sinema kariyeri öncesinde herhangi bir mesleği var mıydı ve sinema kariyeri nasıl başladı?
Babamın daha önce bir mesleği yoktu, zaten Ankara Devlet Tiyatrosu‘ndan mezun, tiyatro oyuncusuydu. Daha sonra bir teklifle sinemaya başlayarak orada devam etti. İlk filmi Sevim Tuna‘yla “Kocamdan Ayıramazsın” filmiydi, hatta Sevim Hanım anlatırdı; Filmi bitirmiş ve kocasından ayrılmış. Adıyla pek bağdaşmayan bir süreç olmuş.
Sinemada ne tür zorluklarla karşılaştı? Bu zorlukları sizlerle paylaştı mı?
Sinemada şöyle zorluklarla karşılaşılırdı; İlk zamanlar her şey iyiydi yetmişli yıllarda ama daha sonra bütün sanatçıların o seks filmi furyası denen dönemlerde başka işler yapmaya mecbur kaldılar. Sinema piyasası durdu. O süreçte bizim farklı gelirlerimiz devam etti ve başka bir sektöre geçmedi babam. O dönemi atlattık. Daha sonra zaten dizilerle birlikte renklendi. İşler açıldı. Sinemada karşılaşılan zorluklar tabii ki şu anda setlerde de aynı sorunlar var. Uzun çalışma saatleri O zaman tabi, çekler var, bonolar var, ödenmeyen paralar, şimdi de herkesin yaşadığı… Tabi dönem şartlarında tüm filmi bir anda bitirmek gerekiyor, geri dön çek filmi durumu olmadığı için. Daha hızlı hareket etmek zorunda kalıyorlardı ve yanlış yapmamak zorunda kalıyorlardı bildiğim kadarıyla.
Çalışma disiplini açısından babanızı nasıl değerlendiriyorsunuz? Oynadığı filmler üzerine detaylı çalışıyor muydu yoksa her şey sette başlayıp sette mi bitiyordu?
Zaten o, Ankara Devlet Konservatuarı’nın verdiği büyük oyunculuk eğitiminden sonra hazırlanma süreci daha kısa oluyordu. Öncesinde, tabii ki çalışıp role girmeye çalışıp daha sonra eve geldiğinde evde bitiyordu set. Yani hazırlık vardı ama setten eve gelip bana bir şey anlattığını hiç tutturamam. Sanıyorum ki set hayatını pek sevmiyordu. Pek de sevilecek bir yanı yoktu. Biliyorsunuz kıskançlıklar… Statü farklılıkları uygulanan tüm davranışlar falan… Bazı sanatçılarda çok farklı oluyor da çok ünlü olmasına rağmen çok efendi bulduğu sanatçılar da vardı mesela. Bunun başında İbrahim Tatlıses geliyordu. Sinemadan olmamasına rağmen… Babam zaten çok özel şarkı sözleri yazardı ama kimse vermezdi. Çok güzel şiir yazardı, çok iyi bir ozandı. İlk kez bir eserine kıyıp İbrahim Tatlıses’e verdi ve hit oldu. Bülent Ersoy, Semiha Yankı, Azer Bülbül ve Adnan Şenses okudu. Ama İbrahim Tatlıses’te en çok duyuldu. “Hesabım Var” şarkısı. Bir de Coşkun Sabah‘a “Adını Yoldaki Taşlara Yazdım”ı vermişti. Coşkun Bey’i de çok severdi.
*Şarkıları yazının sonunda dinleyebilirsiniz.
Yüzlerce filmde oynamış olan babanızın “keşke oynasaydım” ya da “keşke oynamasaydım” dediği filmler var mıydı?
Babamın oynamak istemediği bir filmi olduğunu düşünmüyorum ama Atatürk‘ün hayatında, Atatürk’ü oynamayı çok isterdi. Çok iyi bir Atatürkçü’ydü çünkü…
Sitemiz sinemamızın Üçüncü Adam’ları, emektarları üzerine bir site. Bizler çalışmalarımızda sıklıkla, onların hak ettikleri değeri göremediklerinden bahsediyoruz. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Valla yani ben böyle düşünmüyorum. Bütün sinema emekçileri daha önce düzgün yaşıyorlarsa, o düzgün hayatları devam ediyor. Ama işin içine tembellik, işin içinde alkol, işin içine şahsi çekememezlikler girdiği zaman kaçınılmaz son geliyor ve bunu meslek olarak yapmak için hakkaten insan ilişkilerinizin çok iyi olması ve en azından çok ciddi bir yeteneğinizin olması gerekiyor.
Babanızla diğer oyuncuların ilişkileri nasıldı?
Babamın en iyi arkadaşı Tanju Korel‘di. Bergüzar Korel ve Zeynep Korel‘in babası biliyorsunuz. Onun ardından ailecek görüşürdük; Erol Taş. Yine Yıldırım Gencer‘i çok severdi, Eşref Kolçak… Hayati Hamzaoğlu… Kadir Savun… Evet, en kıymetlileri aklıma gelenler bu isimler ama hani Tanju Korel “ahretlik” denir ya, ahretlikti babam için. Zeten yakın bir arayla vefat ettiler.
Babanız Atilla Ergün olarak, sinemada hayal ettiği yerde miydi?
Sinemada hayal ettiği yerde miydi; Sinema zaten hayal ettiği yerde değildi ki… Kendi adına herkes elinden geleni yapmış ve ortaya hala keyifle izlenen filmler çıkmış, Kemal Sunal filmleri, Cüneyt Arkın filmleri babamın yoğun olduğu filmler. Yönetmen Natuk Baytan’la arası çok iyiydi. Eşi de benim ikinci annem gibiydi.
Sinemada şöyle: Dizilerin çok daha arttığı zamanlarda yani. Bir on yıl daha, yani 65 70 yaşına kadar bir ömrü olsaydı, 10 yıl daha, o dizi furyasında yer almasını isterdim. O da çok isterdi eminim. İlk başta “Tetikçi Kemal” olmak üzere Mahsun Kırmızıgül‘ün tüm dizilerinde rol aldı. Öyle de gidiyordu. Son, vefat ettiğinde de Kerem Alışık‘la dizi çekimindeydi.
Son olarak babanız ile ilgili unutamadığınız birkaç anınızı bizlerle paylaşır mısınız?
Babamla ilgili unutamadığım bir anı; Onun Zeybek oynayışını hiç bir zaman unutamam… En etkili görüntü, babamdan, bu kalan aklımda…
Teşekkürler.
*İlk fotoğraf Yeliz Ergün arşivine aittir.
Atilla Ergün’ün yazdığı ve bestelenen şarkılar aşağıdan dinleyebilirsiz;
Değerli tiyatro sanatçısı Münir Akça, dün gece geçirdiği beyin kanaması sonucu hayatını kaybetti. Yakınlarına baş sağlığı diliyor, kendisini rahmetle anıyoruz.
Değerli sinema, tiyatro ve seslendime sanatçısı Mete Dönmezer hayatını kaybetti. Üçüncü Adam ekibi olarak tüm sevenlerine baş sağlığı dileriz. Ruhu şad olsun.
*Vefatı ile ilgili güncel bilgiler edinirsek haber güncellenecektir.
Üçüncü Adam ekibi tarafından tasarlanan 'Sinema Yıldızları' adlı yeni blog yayın hayatına başladı.
'Sinema Yıldızları'nda, arşivimizde bulunan sinemamızın yıldız oyuncularına dair fotoğraflar paylaşılacaktır. Önemle belirtmemiz gerekir ki; yeni bloğumuzda, Üçüncü Adam'da olduğu gibi detaylı çalışmalar yapılmayacaktır. Sadece nadir fotoğraf paylaşımları yapılacaktır.
Değerli oylarınız ile sonuçlanan “Türk Sinemasında En Sevdiğiniz Tür Hangisidir?” adlı mini anketimizde en çok oy alan seçenek, oyların 37.59%’unu alan “Komedi” seçeneği olarak belirlenmiştir.
Kullanılan Toplam Oy: 1,330
Komedi: 37.59% (500 oy)
Dram: 13.46% (179 oy)
Avantür (Tarihi Filmler): 11.88% (158 oy)
Aksiyon: 10.75% (143 oy)
Aşk: 9.4% (125 oy)
Romantik Komedi: 6.47% (86 oy)
Fantastik: 3.31% (44 oy)
Politik: 3.16% (42 oy)
Korku: 2.63% (35 oy)
Belgesel: 1.35% (18 oy)
“Türk Sineması’nın En ‘Sürpriz Kötü Karakteri’ Kim?” Adlı Anketimiz Sonuçlanmıştır.
Değerli oylarınız ile sonuçlanan “Türk Sineması'nın En 'Sürpriz Kötü Karakteri' Kim?” adlı anketimizde, en çok oy alan oyuncumuz, oyların 19.43%’ünü alan ‘Nuri Alço’ olarak belirlenmiştir.
6-Nihat Ziyalan - Sezercik Aslan Parçası 8.87% (47 oy)
7-Bülent Kayabaş - Şaşkın Damat 7.74% (41 oy)
8-Memduh Ün - Cemil Dönüyor 4.53% (24 oy)
9-Sümer Tilmaç - Acıların Çocuğu 3.77% (20 oy)
10-Kayhan Yıldızoğlu - Keloğlan 3.4% (18 oy)
11-Kuzey Vargın - Seni Sevmek Kaderim 3.02% (16 oy)
ÜÇÜNCÜ ADAMDA KONUK YAZAR OLMAK İÇİN;
Sevgili Üçüncü Adam okurları merhaba.
Yukarıda görmüş olduğunuz KONUK YAZARLAR sayfamız ile, sizlerin de sinemamız üzerine yazmış olduğunuz yazılarınızın yayınlanacağı bir alan yaratmak istedik. Bu sayfa ile, çeşitliliğe ve farklı görüşlere/kalemlere yeni bir söylem alanı açmış bulunuyoruz.
HAYDİ SEVGİLİ OKUR, BU KEZ KALEMİNİ AL DA GEL!!!
Yayınlamak istediğiniz sinema yazılarınızı 3uncuadam@gmail.com adresine yollamanız yeterli.
Katılımlarınızı bekliyoruz.
*İstikrarlı bir şekilde yazılarını bizlerle paylaşan değerli takipçilerimizi Üçüncü Adam yazar ekibine almak ilk hedefimiz. Şimdiden ellerinize sağlık.